- düzen
- is.1. 传统, 习惯, 规矩: Herkesin ettiği yanına kalırsa toplum düzeni bozulur. 如果人人都干了坏事而不受惩罚, 社会岂不乱了套。2. 次序, 顺序: Düşüncelerine bir düzen verdi. 他捋顺了思路。3. 安排, 布置, 整理: Odanın düzenini uygun bulmadım. 我认为房间布置得不好。4. 体制, 制度, 国体: çok partili \düzen 多党制度 sosyal \düzen 社会制度 Öğrenciler okul düzenine uymak zorundadırlar. 学生必须要遵守学校的纪律制度。5. 俗́ 织布机6. 乐́ 调音, 调弦7. 转́ 诡计, 骗局, 计策: Suçsuz olduğumu bir düzenle suçlu çıkarıldığımı açıkça söyleyebilirim. 我可以明确地说, 我是无辜的, 我是被人陷害的。◇ \düzen açıklaması 剧́ 舞台指导 \düzen bağı 纪律 \düzen düzmek 欺诈, 欺骗 \düzen kurmak 1) 为某工作做准备 2) 耍滑头, 耍花招, 设骗局: Büyük bir düzen kurdu; adamı kündeden attı. 他设了一个大骗局, 把那个人打垮了。Başkasına kötülük için düzen kuran, kendi kuyusunu kazmış olur. 成́ 搬起石头砸自己的脚。-i \düzene koymak (或 vermek, sokmak) 1) 修复, 调整好 2) 组织好: İş bilir birini bulup burayı düzene koyduk. 我们找来一个能人理顺了这里的秩序。 3) 调准(乐器等) \düzeni bozmak 破坏秩序 \düzenini bozmak 扰乱, 搞糟, 破坏
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.